YABANCI DİL ÖĞRETİMİNDE ALTERNATİF BİR OKUL MODELİ |
Author : Ebubekir BOZAVLI |
Abstract | Full Text |
Abstract : Öğrenme insanoğlunun yaşamındaki en önemli değerlerden biridir. Birey öğrenme isteğini sürekli bünyesinde barındırır. Her türlü bilgiye merak duyar, en karmaşık olguları dahi anlamlandırmaya, öğrenme çalışır. Formal öğretim söz konusu olduğunda bu isteğin azalmaya başladığı hatta zaman zaman bazı disiplinlerde tamamen yok olduğu gözlemlenmektedir. Biz bu çalışmamızda informal düzeyde bireyin sergilediği öğrenme isteğini formal düzeyde yabancı dil öğretiminde de devam ettirmesini sağlayacak mevcut okul sistemine karşıt alternatif bir okul modeli projesi oluşturmayı hedefledik. Amacımız kamu okullarındaki öğretimi küçümsemek, göz ardı etmek değildir. Aksine bütün boyutlarıyla yabancı dil öğretimini nasıl daha başarılı bir konuma getirebiliriz sorusunun cevabını bulabilmek, bu alanda var olan öğrenme olumsuzluklarını saptayabilmek ve çözüm önerileri üretebilmektir. Araştırma evrenine yabancı dil eğitimi bölümü öğrencilerinden gönüllü olanları dahil ettik. Öğrencilere bir ay süre vererek ülkemizde kamu okullarında yabancı dil öğretimini çeşitli boyutlarıyla sorgulayacakları, öneriler üretecekleri bir proje çalışması hazırlamalarını istedik. Elde ettiğimiz verileri içerik analizi yöntemiyle çözümledik. Öğrencilerin düşüncelerinden kamu okullarında yabancı dil öğretim sorunlarının çoğunlukla sosyolinguistik ve psikolinguistik nitelikte olduğunu saptamaktayız. Çözüm önerilerinden bazılarının ütopik olduğu veya kısa vadede gerçekleştirilmesinin mümkün olmayacağı gözükse de öğretim düzeyinde farklı uygulamalarla özellikle sözlü anlama ve anlatım boyutunda mevcut sistemin eksiklikleri giderilerek öğretimde daha başarılı sonuçlar elde edilebilir. |
|
AMERİKALI BİR MİSYONER: SAMUEL MARINUS ZWEMER (AN AMERICAN MISSIONARY TO ISLAM: SAMUEL MARINUS ZWEMER ) |
Author : Celal EMANET |
Abstract | Full Text |
Abstract : “İslam’ın Elçisi” lakabıyla tanınan Samuel Marinus Zwemer (12 Nisan 1867 – 2 Nisan 1952) ABD asıllı misyoner ve din bilginidir. Ailesinin teşvikiyle Hıristiyanlık dinini dönemin en iyi okullarında öğrenen Zwemer, İslam’ı da Arap ülkelerine seyehat ederek dönemin ünlü hocalarından Arapça’yı ve diğer din derslerini tedris etmiştir. Ona göre Müslümanları Hıristiyanlık dinine kazandırmanın en kolay yolu İslam’ı ve müslümanları yakından tanımakla mümkündür. Zwemer, Arapça’ya ve İslam kültürüne vakıf olduktan sonra misyonerlik faaliyetlerinde bulunmak üzere 1890 yılından itibaren Basra ve Bahreyn başta olmak üzere Arabistan bölgesinde hizmet etmiştir. 1913-1929 yılları arasında da Mısır’da faaliyetlerde bulunan Zwemer Asya’da bulunan Müslüman ülkelere de gitmeyi ihmal etmemiştir. Tüm hayatını insanları özellikle Müslümanları Hıristiyanlaştırmaya adayan Zwemer 1929-1937 yıllarında ağırlıklı olarak Princeton Üniversitesinde Dinler Tarihi ve Misyonerlik dersleri vererek geçirmiştir. Amerikan Missionary Society (Amerikan Misyoner Cemiyeti) çatısı altında hizmet eden Zwemer’in yayınlandığı pekçok kitabı ve makaleleri bulunmaktadır. Misyonerlik adına yayınlanan The Moslem World’da otuz beş yıl boyunca yazarlık ve editörlük yapmıştır. Kırk yıldan fazla İslam ülkelerini dolaşarak misyonerliğe hizmet eden Zwemer’in aracılığıyla sadece oniki kişi Hıristıyanlık dinine geçmiştir. Onun bıraktığı öğretiler sonraki nesillerde ve günümüzde Amerika’daki kolejlerde ve misyoner yetiştiren okullarda yoğun ilgi görmektedir. Bu makalede Zwemer’in hayatı, misyonerlik faaliyetleri ve İslam hakkındaki düşüncelerine dair genel bilgiler verilmeye çalışılmaktadır. Makalenin sonunda ise Zwemer’in yayın hayatına kazandırdığı eserlerin isimleri yayın tarihleriyle birlikte verilmektedir. |
|
ATANAMAMA NEDENİYLE FARKLI BİR MESLEĞE YÖNELEN İŞSİZ ÖĞRETMENLER ÜZERİNE BİR ÇALIŞMA |
Author : Asiye TOKER GÖKÇE |
Abstract | Full Text |
Abstract : Bu çalışmanın amacı, atanamayan öğretmenlerin algılarına göre atanamama ve işsiz olma nedenlerini ve atanamadıkları süreç içinde işsiz kalmanın yarattığı durumla başa çıkmada kullandıkları yöntemleri belirlemektir. Tarama modelinde yapılan araştırmanın çalışma grubunu İŞKUR tarafından düzenlenen bir meslek edindirme kursuna devam eden 104 işsiz öğretmen oluşturmaktadır. Araştırma için gereken veri, araştırmacı tarafından üretilen anket ile elde edilmiştir. Araştırma sonucunda öğretmenlerin, yöneticilerin ve sınav uygulayıcılarının adaletli olmadığını düşündükleri ortaya çıkmaktadır. Genel sınavların adaletli uygulanmadığı ve sosyal ilişkilerinin iş bulmak için yeterli olmadığı görüşünde Kadın ve erkek katılımcılar arasında anlamlı fark vardır. Öğretmenler işsizlikle başa çıkmada en çok farklı bir alanda meslek edinmeyi deneme; arkadaşlarıyla sıkıntısını paylaşarak rahatlamaya çalışma; işsiz oluşuyla ilgili rahatsız edici imalar duyacağı kişilerden kaçma yoluna gittiği ortaya çıkmıştır. Son olarak, atanamama nedeniyle işsiz oluşundan dolayı duyduğu öfkeyi sık sık dışa vurmada, İşsiz oluşuyla ilgili rahatsız edici sözler duyacağı kişilerle bir araya gelmekten kaçınmada ve intihar etmeyi denemede cinsiyete göre anlamlı fark bulunmuştur. |
|
ZİHİN ENGELLİ ÇOCUKLARIN SOSYAL BECERİLERİ İLE ARTİKÜLASYON DÜZEYLERİ ARASINDAKİ İLİŞKİ* (RELATIONSHIP BETWEEN SOCIAL SKILLS AND ARTICULATION LEVELS OF CHILDREN WITH MENTAL DISABILITY ) |
Author : Aydan AYDIN - Aslı ŞEN SÖNMEZ |
Abstract | Full Text |
Abstract : Bu araştırmada, zihin engelli çocukların sosyal becerileri ile artikülasyon düzeyleri arasında bir ilişkinin olup olmadığını incelemek, sosyal becerilerin ve artikülasyon düzeyinin çeşitli değişkenler açısından farklılaşıp farklılaşmadığını belirlemek amaçlanmıştır. Araştırmanın örneklemini, 2010-2011 eğitim-öğretim yılında, Milli Eğitim Bakanlığı’na bağlı okullarda eğitim almakta olan 7-12 yaş arası, orta ve hafif düzeyde toplam 121 zihin engelli çocuk oluşturmaktadır. Araştırmada, zihin engelli çocukların sosyal becelerini belirlemek için Sosyal Becerileri Dereceleme Sistemi (SBDS) ve artikülasyon düzeylerini ölçmek için geliştirilen Ankara Artikülasyon Testi (AAT) kullanılmıştır. Araştırma sonucunda zihinsel engelli çocukların AAT puanları ile SBDS alt ölçekleri; sosyal beceri, problem davranış ve akademik yeterlilik puanları arasında yüksek düzeyde anlamlı bir ilişki bulunmuştur. Sosyal beceri, problem davranış ve akademik yeterlilik puanlarının; çocukların cinsiyeti, engel düzeyi, değişkenleriyle anlamlı bir ilişki bulunamamıştır. AAT puanlarıyla engel düzeyi değişkeni arasında anlamlı ilişki bulunmuş, cinsiyet değişkenine göre anlamlı ilişki bulunamamıştır. |
|
ÇAYGÖREN BARAJI SULAMA HAVZASI VE ÇEVRESİNDE TARIMSAL FAALİYETLER |
Author : Ferhat ARSLAN - Melek ERGUL |
Abstract | Full Text |
Abstract : Türkiye’de tarımdaki en önemli sorunlardan birisi sulama sıkıntısıdır. Bu sorunun çözümünde akarsuların üzerinde yapılan barajlar önemli rol oynar. Akdeniz ikliminin etkili olduğu ve belirgin bir yaz kuraklığının olduğu çalışma sahasında, tarımda sulama sorununu çözmek amacıyla Simav Çayı üzerinde Çaygören Barajı inşa edilmiştir. 20.026 hektarlık bir alanın sulanmasında kullanan barajın, çevresindeki tarımsal faaliyetlere hem yetiştirilen tarım ürünleri hem de sahada yaşayan nüfus açısından önemli oranda etkisi bulunmaktadır. Türkiye’nin birçok bölgesinde olduğu gibi çalışma sahasında da tarımda sulama problemi büyük bir sorun teşkil etmektedir. Bu çalışma bölgedeki sulama problemine çözüm üretmek amacıyla inşa edilen Çaygören Barajı’nın sahada yapılan tarımsal faaliyetlere etkisini ortaya koymayı amaçlamıştır. Çalışma sonucunda görülmüştür ki Çaygören Barajı’nın bölge tarımındaki önemi yadsınamaz bir gerçektir. Bu nedenle barajın varlığının devam ettirilebilmesi ve su kalitesinin düşürülmemesi için çevre yerleşmelerden gelebilecek olan atıkların, tarım alanlarında aşırı derecede ilaç ve gübre kullanımının önüne geçilmesi ve suyun daha sürdürülebilir kullanılabilmesi için ilgili kuruluşlarca çiftçilere gereken eğitimin verilmesi yerinde olacaktır |
|
REEL DÖVİZ KURU ve DOĞRUDAN YABANCI YATIRIMLARIN EKONOMİK BÜYÜME ÜZERİNDEKİ ETKİSİ’NİN ARDL YÖNTEMİ İLE ANALİZİ: TÜRKİYE ÖRNEĞİ (THE ANALYSIS OF THE EFFECTS OF REAL EXCHANGE RATE AND FOREIGN DIRECT INVESTMENTS ON ECONOMIC GROWTH: THE CASE OF TURKEY ) |
Author : Oktay KIZILKAYA - Ahmet AY |
Abstract | Full Text |
Abstract : Bu çalışmanın amacı, 1989-2011 dönemi için, Türkiye ekonomisinde reel döviz kuru, doğrudan yabancı sermaye yatırımları ve ekonomik büyüme arasındaki etkileşimi çeyrek dönemlik veriler yardımıyla analiz etmektir. Bu amaçla serilerin farklı düzeyde durağanlığına imkan tanıyarak kısa ve uzun dönem katsayı tahmini yapan sınır testi ve ARDL yöntemlerinden faydalanılmış ve elde edilen sonuçların doğruluğu Granger Nedensellik tekniğiyle de sınanmıştır. Sınır testi ve ARDL yönteminden elde edilen bulgulara göre doğrudan yabancı yatırımların ekonomik büyümeyi pozitif yönde etkilediği, reel döviz kurunun ise ekonomik büyüme oranını negatif yönde etkilediği tespit edilmiştir. |
|
LİBERALİZM,MÜLKİYET HAKLARI VE HUKUK DEVLETİ ÜZERİNE (ON LIBERALISM,PROPERTY RIGHTS AND RULE OF LAW ) |
Author : İlknur TÜRE - Fatih TÜRE |
Abstract | Full Text |
Abstract : Özgürlüğün savunucuları olarak kendilerini lanse etseler de, liberallerin klasik liberalizm anlayışlarının değişmediği, mülkiyetin yeniden dağılımını sağlayacağı ya da rekabet halindeki çeşitli amaçlar için piyasa mekanizmasını değiştirilebileceği dolayısıyla yasamanın alanını daraltmaya, geçersiz kılmaya ya da güvensizlik ortamı oluşturmaya çalışmalarından anlaşılmaktadır. 20.yy başlarında çeşitli kapitalist ülke mahkemelerinin-ABD mahkemeleri gibi-sosyal refah ve iş yasalarının alanlarını daralttığı ile kanıtlıdır bu. 21.yy başlarında ise bu yardım arayan azgelişmiş ülkelere borç karşılığında dayatılan neoliberal reform paketlerinde belirgindir. Özgürlüğün ifadesi olan demokrasiyi arayan herkes için,liberalizmin bu tarafı siyasal özgürlüğü hukuk devleti olgusunu kullanarak sınırlamasında da belirgindir. Yani bu hukuk devletinin liberalizm dahilindeki diğer yüzüdür. Bu makalede liberalizmin hukuk devleti ile çıkarcı bir ilişki içine girdiği ve bu ilişkinin zaman içinde çeşitli formlara girdiği-amaçta aynı, şekilde farklı- ve mülkiyet haklarının korunması pahasına liberalizmin ne kadar anti-demokratik olabileceği öne sürülecektir. |
|
GÜNCELLENEN BELLEK “ÇOCUKLUK DÜŞLERİ” HEYKEL YAPIT OKUMASI |
Author : Önder YAĞMUR - Serap BULAT - Barış AYDIN |
Abstract | Full Text |
Abstract : Bilgisayarın ve dijital yaşamın günümüzdeki kadar kültürel baskınlığının olmadığı dönemlerde çocukların hatta yetişkinlerin sosyal yaşamlarında çelik çomak, misket (saklambaç, çukur, karış, üçgen) gibi sokak oyunları çok önemli bir yer tutmaktaydı. Betonlaşan yaşam alanlarıyla birlikte bu sokak oyunları git gide alt belleklere kayarak adeta bir maziye dönüşmektedir. Heykel sanatçısı Mustafa BULAT yapmış olduğu heykel çalışmaları ile sokak oyunlarının bellek güncellemesini, modern heykel yapıtlarında konu edinmektedir. |
|
TÜRKÇE BİR TURİZM BROŞÜR ÇÖZÜMLEMESİ ÖRNEĞİ: KEMER (ANALYSIS OF A TURKISH TOURISM BROCHURE: KEMER ) |
Author : Bilge ÖZTÜRK - Ece ŞIKLAR |
Abstract | Full Text |
Abstract : Bu çalışmanın amacı, tür çözümlemesi çerçevesinde Türkçe bir turizm broşürünün söylem örüntülerini ve özelliklerini incelemektir. Bu amaç doğrultusunda, Bhatia’nın (2004) ileri sürdüğü hamle-yapısal model kullanılmıştır. Çalışmada kullanılan veri tabanı, Türkiyenin turistik bölgelerinden biri olan ve Akdeniz Bölgesinde yer alan Kemer’i tanıtan tek bir turizm broşüründen oluşmaktadır. Bu broşür, Türk Seyahat Acentaları Birliği TÜRSAB tarafından bastırılmıştır. Çalışmanın veri tabanı, Swales’in tür çözümlemesine dayanan Bhatia’nın (2004) hamle-yapısal modeli çerçevesinde çözümlenmiştir. Çalışmada, veri tabanı olarak Türkçe turizm broşürü seçilmesindeki amaç, onun iletişimsel amacını ortaya koymak, sözlük-dilbilgisel özellikler ve görsel imgeler kullanılarak reklamı yapılan yeri görmek için müşteriyi yönlendirmektir. Dolayısıyla bu çalışma veri tabanını oluşturan turizm broşürünün iletişimsel amacını nasıl gerçekleştirdiği ve buy olla broşürün ikna edici gücünü nasıl en üst seviyeye taşıdığı incelenmiştir. |
|
NECİP FAZIL KISAKÜREK’İN “MUHASEBE” ŞİİRİ ÜZERİNE ANLAMBİLİMSEL/GÖSTERGEBİLİMSEL BİR ÇÖZÜMLEME (A SEMANTIC/SEMIOTIC ANALYSIS OF NECİP FAZIL KISAKÜREK’S POEM “MUHASEBE”) |
Author : Kemal EROL |
Abstract | Full Text |
Abstract : Şiir, insanlık tarihinde evvela sözle, sonra da yazıyla dile getirilmiş, kendine has yapısı ve özelliği olan edebî bir türdür. Ulusların başlangıçta oluşturduğu edebî metinler önce şiir türünde yapılandırılmış, sonra bunun geliştirilmesiyle farklı türler elde edilmiştir. Dil de tabii olarak her edebî tür gibi şiirin de temel malzemesidir. Dilden bağımsız gerçekleştirilemeyecek olan şiir incelemesi, tamamen metnin söz varlığına dayanır. Bu bağlamda genellikle dilbilimsel bir yöntemi zorunlu kılan şiir incelemesi, metnin uyandırdığı duyguları öznel değerlendirmelerle açıklamak yerine metnin söz servetinin anlambilimsel/göstergebilimsel sahasında yoğunlaşmayı gerekli görür. Metin odaklı çözümleme yöntemiyle gerçekleşen bu faaliyet, dilbiliminin müşahhas verilerini kullanmak suretiyle edebiyat biliminin daha nesnel bir nitelik kazanmasını hedefler. Bu çalışmada Necip Fazıl Kısakürek’in ‘fikir çilesi’ni yansıtan “Muhasebe” adlı şiiri, anlambilimsel/göstergebilimsel bir bakış açısıyla çözümlenmeye çalışılacaktır. Şiir çözümlemesine kaynaklık eden temel kuramsal bilgilere yer verilecek, bu bilgiler ışığında metnin incelenmesinde tespit edilen “cemiyet” izleğinin ötesinde aile kurumu ve toplumsal değişim izleği ekseninde öznenin geleceğe dair ideal beklentilerinin olduğu savı kanıtlanacaktır. Şiirde dilbilim ve anlam bilim yöntem ve araçlarının gerekli kısımları kullanılacaktır. Şiirin biçimsel özelliklerinin yanı sıra metnin söz varlığı, sunulan kavramların çağrışımları, soyut-somut göstergelerin anlamlandırılması, sözcük alanları ve karşıtlıklar, sözcük türleri ve kullanım sıklığı, aktarmalarla yaratılan özgün imgeler ve bütün bunlardan elde edilen anlamsal bulgular belirlenecektir. |
|
İLKÖĞRETİM KURUMLARININ MALİ KAYNAK SORUNLARI VE OKUL MÜDÜRLERİNİN ÇÖZÜM UYGULAMALARI |
Author : Durdağı AKAN - Gıyasettin KAYIKÇI |
Abstract | Full Text |
Abstract : Araştırmanın amacı, ilköğretim kurum müdürlerinin görüşlerinden yararlanarak, okullarda yaşanan mali kaynak sorunları ve mali kaynak sorunlarının çözümü konusunda alternatif arayışlar bulmak ve bilgi sağlamaktır. Araştırmanın örneklemini 2012 - 2013 eğitim - öğretim yılında Bingöl ili merkez ve Solhan ilçesine bağlı ilköğretim kurumlarında görev yapan okul müdürleri arasından random yoluyla seçilmiş olan 47 okul müdürü oluşturmuştur. Araştırmada nitel ve nicel yöntemlere yer verilmiştir. Araştırmada gerekli verilerin elde edilmesi için iki ayrı veri toplama aracı kullanılmıştır. Bunlardan birincisi okul müdürlerine uygulanmış olan araştırma envanterleri, ikincisi ise okul müdürleri ile yapılmış olan yarı yapılandırılmış görüşme formudur. Araştırmada gelir türleri; işletme gelirleri, bağışlar, ayni ve nakdi katkılar, pay ve aidat gelirleri ve sosyal etkinlik gelirleri olmak üzere 5 bölümde ele alınmıştır. Okul müdürleri ile yapılan görüşmeler sonucunda elde edilen verilerde; ilköğretim kurumlarının bütçe dışı 18 çeşit özel gelir kaynağı sağladığı tespit edilmiştir. Kantin kira geliri, okulların gelir sağladığı tek işletme gelir türünü oluşturmuştur. Sosyal etkinlik gelirleri okullarda en az, bağışlar ise en çok gelir sağlanan gelir türleri olarak tespit edilmiştir. Okul müdürlerinin büyük çoğunluğu ilköğretim kurumlarının kendilerine ait bütçelerinin olmamasını en temel sorun olarak görmüşlerdir. Çözüm olarak da, MEB tarafından okullara öğrenci sayılarına göre doğrudan bütçe ayrılmasını önermişlerdir. Okul müdürleri eğitimde istenen başarının sağlanması için gerekli çalışmaların en kısa zamanda yapılmaya başlamasını talep etmişlerdir. |
|
TÜRK MAKAM MÜZİĞİ İÇİN MAX/MSP TABANLI MİKROTONAL MIDI ARAYÜZ TASARIMI (MAX/MSP BASED MICROTONAL MIDI INTERFACE DESIGN FOR TURKISH MAQAM MUSIC ) |
Author : Serdar ÇELİK - Arda EDEN - Gülay KARŞICI - Oya LEVENDOĞLU ÖNER |
Abstract | Full Text |
Abstract : Mikro işlemci teknolojisinin ve depolama imkânlarının gelişmesiyle birlikte müzik endüstrisinin birçok alanında kullanılmaya başlayan MIDI dijital iletişim arabirimine sahip temel bir yapıdır. Müziğin temel bileşenleri, nüanslar ve çalış teknikleri ile ilgili mesajlar da MIDI ile ifade edilebilir. MIDI’nin bu müzikal ifade becerisi yazılım endüstrisinde de karşılığını bulur: Nota yazım programları, MIDI sequencer ve Digital Audio Workstation’lar (DAW) müzik üretim pratikleri içinde sıklıkla kullanılan yazılımlardır. DAW yazılımları içinde kullanılan sampler, synthesizer ve diğer plug-in’ler müzisyene tınısal zenginlik sağlar. MIDI mimarisi bilgisayar tabanlı müzik için bu derece öneme sahip olsa da perdelerin frekans değerini belirleyen MIDI tuning, sadece tampare perde sistemi için kullanılabilir. Mikrotonal müziklerin perde sistemleri için MIDI Specification’da belirli güncellemeler yapılmış olsa da, MIDI’nin mikrotonal müziklerde kullanılması için yetersizdir. Mikrotonal müziklerin MIDI ile kullanılabilmesi için yeni güncellemelerin yapılması ya da sayısal tabanlı MIDI mimarisinin ve mikrotonal seslendirme için kullanılabilir durumdaki MIDI pitch bend mesajının yeniden programlanması gerekir. Bu çalışma MIDI ile Türk makam müziğini (TMM) seslendirmek için Max/MSP programlama diliyle hazırlanan MIDI arayüzü ile ilgilidir. İçeriği MIDI pitch bend mesajının yapısını değiştirerek MIDI tuning’de değişime izin veren MIDI arayüzünün hangi algoritmayla hazırlandığı, mikrotonal perdeleri seslendirmekteki yeterliliği ve ne şekilde kullanılacağı olan bu çalışma 2011’de başlamıştır. T.C. Erciyes Üniversitesi Bilimsel Araştırma Projeleri Koordinasyon Birimi tarafından desteklenen “Max/MSP Tabanlı Mikrotonal MIDI Arayüz Tasarımı” isimli doktora tez projesinden üretilen bu çalışmanın dar kapsamlı hali 4. Hisarlı Ahmet Sempozyumu’nda 6 Haziran 2013 tarihinde sunulmuştur. |
|
TÜRKİYE’DE SOSYAL BİLİMLER VERİ TABANINDA TARANAN BİYOLOJİ EĞİTİMİ ARAŞTIRMALARININ İNCELENMESİ |
Author : Meryem KONU - Şeyda GÜL - Esra ÖZAY KÖSE |
Abstract | Full Text |
Abstract : Bu çalışmanın amacı, Ulakbim resmi sitesinden yayınlanan sosyal bilimler veri tabanındaki biyoloji eğitimi alanında yapılan çalışmaların betimsel analizini yaparak, ülkemiz için bu alanlarda yapılan çalışmaların eğilimlerini ve öncelikli araştırma konularını belirlemektir. Bu amaç doğrultusunda, biyoloji eğitimi anahtar kelime taraması ile 2002-2013 tarihleri arasındaki 251 yayın incelenmiştir. Bu çalışmada, veriler analiz edilirken; çalışmaların yıllara göre dağılımına, araştırma konusuna, yayımlatılan dergi türleri ve isimlerine göre kategorize edilmiş, listeler haline getirilmiş ve ilgili tablolarda araştırmanın amaçları doğrultusunda yüzde ve frekansları alınmış ve yorumlanmıştır. Böylece bu çalışmanın, araştırmacılara bu alandaki güncel durumlar ve eğilimlerin neler olduğu konusunda yardımcı olması beklenmektedir. |
|
TÜRKİYE’DE TÜRKÇE HAZIRLANMIŞ URDU DİLİ KİTAPLARI (TURKISH PREPARED URDU BOOKS IN TURKEY ) |
Author : Mustafa Sarper ALAP |
Abstract | Full Text |
Abstract : Türkiye’de yirmi üç yıl öncesinde Urdu dili çalışmaları yapılırken en önemli eksiklik kaynak yetersizliğiydi. O zamanlar internette yeni hayatımıza girmişti. On beş yıl önce Urdu dili kürsülerinde tüm dersler fotokopilerle yapılırdı. Kitap ve sözlük temini için yurt dışına gidenlerle bağlantı kurulurdu. Dil ve edebiyat bölümlerinde ağırlıklı olarak gramer, yazma ve konuşma dersleri verilmektedir. Ancak bu gramer dersleri, eskiden sadece hocaların elinde bulunan notlardan ibaretti, ama yine de bu notlarla ve öğretmenlerin etkin çalışmasıyla birçok öğrenci donanımlı bir şekilde mezun olmuştur. 2000’li yıllardan itibaren ülkemizde yavaş yavaş öykü ve şiir kiştapları yayımlanmaya başladı. Daha sonra 2007 yılından itibaren Urducada devrim niteliğinde olan iki gramer, yazı ve konuşma kitabı piyasaya çıktı. 2010 yılında Türkiye’de ilk Urdu Türkçe sözlük çıktı ve daha sonra 2013 yılında bir sözlük daha çıktı. Yirmi üç yıllık süre içinde günümüze kadar çok faydalı Türkçe yazılmış Urdu dili kaynakları seçkin öğretim üyelerimiz tarafından hazırlanmış ve kitapçıların reyonlarında yerlerini almışlardır. |
|
TÜRKİYE’DE YEREL KALKINMANIN YENİ AKTÖRÜ ÜÇÜNCÜ SEKTÖR: KOOPERATİFLER (NEW ACTORS OF THE THIRD SECTOR IN TURKEY LOCAL DEVELOPMENT: COOPERATIVES ) |
Author : Cemile ALPASLAN - Filiz TUTAR - Erdinç TUTAR - Ahmet TURGUT |
Abstract | Full Text |
Abstract : Sosyal bir oluşum olan kooperatifler, kişisel değil toplumsal kuruluşlardır. Kooperatifler, birlikten kuvvet doğar sözünü de tam anlamıyla karşılar. Ekonomik işletme ve kendine yeten örgütler olarak kooperatifler, ortaklarının ve bulunduğu yerin yerel halkının sosyo-ekonomik durumlarının iyileşmesinde önemli bir rol oynarlar. Son yıllarda Türkiye’de ticari hareketliliğini kaybeden, göç nedeniyle nüfusu azalan küçük şehir ve kasabalara bir de işsizlik sorunu eklenince, hem göç hem de işsizlik için çareler aranmaya başlanmıştır. Günümüzde yatırımcıların da yatırım kolaylıkları verilen cazip bölgeleri tercih etmeleriyle, kooperatif işletmeler önem kazanmaya başlamıştır. Özel sektörün hizmet götüremediği alanlarda ve yörelerde kooperatiflere ihtiyaç vardır sözüyle yola çıktığımız bu çalışmada amaç; yerel kalkınmanın merkezine kooperatifleri yerleştirmektir. Bu bağlamda yerel kalkınma açısından kooperatiflerin SWOT analizi ile kooperatiflerin rolü belirlenmeye çalışılmıştır. |
|
YAŞLILIK, YAŞLI NÜFUSUN SORUNLARI VE YETİŞKİN EĞİTİMİ (AGING, PROBLEMS OF AGED AND ADULT EDUCATION ) |
Author : Ufuk Cem KOMŞU |
Abstract | Full Text |
Abstract : Bu çalışmada, insan yaşamının doğal evrelerinden birisi olan yaşlılık sürecinin karakteristik özellikleri ile bu sürecin toplumsal konumunun tartışılması ve bu tartışmanın, yetişkin eğitiminin olası işlevleriyle değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Çalışma, literatür tarama yöntemiyle gerçekleştirilmiştir. Bu çerçevede, öncelikle yaşlılık olgusu genel hatlarıyla tanımlanmış olup, biyolojik, psikolojik ve sosyo-kültürel boyutlarıyla yaşlı olmanın anlamı ve sonuçları aktarılmıştır. Sonraki kısımda, günümüz toplumlarında yaygın olarak rastlanan yaşlılara karşı ayrımcılığın nedenlerine ve sonuçlarına yer verilmiştir. Yaş ayrımcılığının bilişsel ve sosyo-kültürel kökenleri sergilenerek, bu oluşumların engellenmesi veya ortadan kaldırılması amacıyla yetişkin eğitiminin oynayabileceği rol tartışılmıştır. Son kısımda ise, yaşlanmakta olan bireylere yaşlılığın öğretilmesi, yaşlı bireylerin yaşam kalitesinin yükseltilmesi ve yaşlılara karşı sergilenen kalıp yargıların yok edilmesine dönük sosyal politika ve eğitim projesi önerilerine yer verilmiştir. Sonuç olarak, ilerlemeci, hümanist veya eleştirel yetişkin eğitimi felsefelerinin, andragojik ilkelerle birlikte uygulandığı yetişkin eğitimi programlarının ve nesiller arası kaynaşmayı sağlayacak yeni sosyal projelerin uygulanması gerektiği savunulmuştur. |
|
SOSYAL HİZMETLERİN YENİDEN YAPILANDIRILMASINDA YEREL YÖNETİMLERİN ÖNEMİ VE İŞLEVİ, BAĞCILAR ENGELLİLER SARAYI ÖRNEĞİ (IMPORTANCE AND FUNCTION OF LOCAL GOVERNMENT RESTRUCTURE OF SOCIAL SERVICES THE CASE OF BAGCILAR ENGELLILER SARAYI ) |
Author : Yasin GÜLEÇ |
Abstract | Full Text |
Abstract : Günümüz dünyasında yaşanan hızlı değişim süreci, merkezden yönetim ve yerinden yönetim tartışmalarını gündeme getirmiştir. Değişen sosyal politika anlayışının yerelleşmesi Türkiye’de henüz gelişme aşamasındadır. Son yıllarda özellikle engelli vatandaşların çok daha fazla etkilendiği yeni yoksulluk olarak adlandırılan kentsel yoksulluk, şehir içinde derinleşen fırsat eşitlikleri, göç, sağlık, eğitim ve istihdam sorunlarının Bağcılar Belediyesi Engelliler Sarayı’ndaki uygulamalar incelenerek, sosyal hizmetlerin yerelleşmesi konusunda genel bir değerlendirme yapılmış, sosyal hizmetlerin en öncelikle kesimi olan engellilerin rehabilitasyon, bilgilendirme, danışmanlık, eğitim ve istihdam alanlarında nasıl hizmet aldıkları incelenmiştir. |
|
FARKLILIK YÖNETİMİYLE ÖRGÜTLERDE YABANCILAŞMANIN ÖNLENMESİ: YAZINSAL DERLEME (PREVENTION OF ALIENATION IN ORGANIZATIONS BY DIVERSITY MANAGEMENT: LITERARY REVIEW ) |
Author : Ayşe GÖKÇEN - Mustafa Fedai ÇAVUŞ |
Abstract | Full Text |
Abstract : Bu araştırmada farklılık yönetiminin kapsamı ile örgütlerdeki farklılaşma olgusunun sistematik olarak karşılaştırılması ve etkin farklılık yönetimiyle yabancılaşmanın birey ve örgüt bazında önlenmesi konularına değinilmektedir. Örgüt bilançolarında önemli bir yere sahip olan insan kaynağının gelişimi ve değişiminin her geçen gün artması, örgütsel verimliliği ve etkinliği de etkilemekte olup, iş gören-örgüt ilişkilerinin zeminini oluşturmaktadır. Kendini örgüte bağlı hisseden çalışanın verimliliği, günümüzün sürekli değişen iş dünyasında örgütleri ayakta tutan temel dayanaklardan birisi durumundadır. Kendisini örgütten soyutlamayan, yabancı hissetmeyen, farklılıkların yönetimiyle örgütle özdeşleşmesi sağlanan iş görenler çalışma teknolojisinde ve iş yapma yöntemlerinde yaşanan hızlı değişimlere ayak uydurabilmenin başrol oyuncularıdır. |
|
ULUSLARARASI TICARET FINANSMANINDA YENI TEKNIKLER (NEW TECHNIQUES IN INTERNATIONAL TRADE FINANCE ) |
Author : Ali İhsan ÖZEROGLU |
Abstract | Full Text |
Abstract : Finansman uluslararası ticarette hayati bir faktördür. Başarılı bir uluslararası ticaret çok dikkatli bir finansal hazırlık gerektirir. Ana planlama unsurları nakit akım planlaması ve risk değerlendirmesini kapsar. Nakit temini %100 ve zamanında garantilenmelidir. Uluslararası ticaret için nakit akım tahmini kur dalgalanmaları, transfer gecikmeleri, döviz kontrolleri, politik riskleri diğer risklerle beraber göz önünde bulundurmalıdır. Ihracatcının riski ve riske duyarlılıgı göz önünde bulundurulmalı ve yeni finansal teknikler önerilmelidir. Çünkü finansman, uluslararası piyasalarda başarı ve başarısızlık arasındaki kritik farkı oluşturmaktadır. Finansman aynı zamanda önemli bir pazarlama aracıdır da. Kambiyo kontrollerinin yapıldığı veya sınırlandırıldığı ülkelerde, finansman başarılı bir işlem ve satış olmaması arasındaki farkı da oluşturur. Mesela; bazı, nakit sıkıntısı çeken ülkelerdeki alıcılar sipariş ettikleri mal bedelini ancak sipariş ettikleri malı satarak ödeyebilirler. Böylesi durumlarda, malın üretilmesi ve bedelinin ödenmesi arasında gecen sure için finansman desteğinin bulundurulması önem arzetmektedir. Bu çalışmanın amacı uluslararası ticarette çok tecrübeli olmayan firmalara, gerek geleneksel gerekse yeni finansal teknikler tanıtılarak, nasıl başarılı bir şekilde ihracata hazırlanılabileceği konusunda yol gösterici olmaktır. ÖZET; Bu calısmanın amacı uluslararası ticarette cok tecrubeli olmayan firmalara, gerek geleneksel gerekse yeni finansal teknikler tanıtılarak nasıl basarılı bir sekilde ihracata hazırlanılabilecegi konusunda yol gosterici olmaktır. |
|
CLICKER’LARLA ÖĞRETİM: AKTİF ÖĞRENME VE ÖĞRETİMSEL YÖNETİME FAYDALI BİR YAKLAŞIM (TEACHING WITH CLICKERS: A USEFUL APPROACH TO ACTIVE LEARNING AND INSTRUCTIONAL MANAGEMENT ) |
Author : Alpay ERSÖZLÜ - Gülay BEDİR - Zehra Nur ERSÖZLÜ |
Abstract | Full Text |
Abstract : Cliker’lar, öğrencilerin aktif bir öğrenme ortamında üst düzey düşünme becerilerini arttırmaya yönelik hazırlanan sorulara isimsiz olarak verdikleri cevaplarla kendi aralarındaki etkileşim ve deneyimlerinin bir sonucu olarak anlamlı öğrenmeye dayalı aktif öğrenmeyi sağlayan öğretim yöntemlerine yardımcı olurlar. Tepkilerini isimsiz olarak yansıtan öğrenciler bu öğretimsel süreç boyunca çoğunlukla rahat olur ve yüksek düzeyde kendine güven duyarlar. Ne kadar mükemmel ve zeki öğretmenler olduğunuz önemli değildir, sınıfınızı yönetmeyi başaramadığınız sürece bir öğretmen olarak yetersiz olursunuz. En iyi öğretmenler, öğrencilerini odaklanmış halde tutmak ve onların sınıf kurallarını takip etmelerini sağlamak için başarılı birer yönetici olmak zorundadırlar. Bu şekilde, öğretmenler aynı zamanda bir motive edici olarak görev yapmış olur. En iyi öğretimi yapmak sadece aktif öğrenme ile ilgili değildir fakat aynı zamanda aktif bir öğretimsel yönetimin sonucudur. Bu makalede, yazarlar Cliker’ın en iyi kullanım yollarını tanımlayıp, detaylandırmakta ve onların etkili öğretim ve yönetimde daha özgün ve faydalı bir şekilde kullanımına yönelik uygulamaları literatürdeki örnekleriyle tartışmaktadır. Sonuç olarak, yazarlar Cliker’ların gerçek bir sınıf ortamında teknolojik bir araç olarak öğrencilerin aktif öğrenmelerini nasıl arttırabileceğini ve öğretimsel aktivitelerin nasıl yönetilebileceği üzerine tartışmalar sunmaktadırlar. |
|
İNGİLİZ VE HİNT BAKIŞ AÇISINDAN A PASSAGE TO INDIA (FROM BRITISH AND INDIAN PERSPECTIVE; A PASSAGE TO INDIA ) |
Author : Fırat YILDIZ |
Abstract | Full Text |
Abstract : Colonialism has an important effect in the whole world history. The impacts of this period are still vivacious. In addition to social, political, cultural repercussions colonialism has also a profound reflection on literature. Today the literature ensued by this period is interpreted under two headings. They are the colonial and the postcolonial literatures. A Passage to India joins the group of colonial literature. A Passage to India provides valuable source data to obtain an understanding of the general atmosphere of colonization period in India. The themes, messages and contents implicated in this novel make it as a touchstone for a straight assessment of that period. Generally the prospect of colonization is regarded from one perspective. A Passage to India gives a chance to perceive the process from both sides. The concern of this study is to thrust the incidents and themes from two perspectives to the forefront. |
|
KRALİÇE ARI SENDROMU - PEMBE TACİZ (THE QUEEN BEE SYNDROME - PİNK ABUSE ) |
Author : Hatice KARAKUŞ |
Abstract | Full Text |
Abstract : Mobbing kadın ya da erkek herkesimden çalışanı derinden etkileyen bir süreçtir. Bu çalışmada, kadınların mobbing kapsamında yaşadıkları mağduriyet hikayelerine yer verilmiştir. Bu amaç doğrultusunda olgubilimsel (fenomonolojik araştırma) yöntem kullanılmıştır. Özel sektörde çalışan 4 kadın çalışan ile gönüllülük esasına göre ortalama 1,5 saat süren görüşmeler yapılmıştır. Sahadan edinilen verilere göre kadınların kadın olmalarından kaynaklı cam tavan sendromu, kraliçe arı sendromu ile karşı karşıya kalarak, hamilelik, kadınlık, annelik rollerinin bu süreçte kendilerine karşı koz olarak kullanıldığı söylenebilir. Yatay ve dikey mobbingin paralel olarak yol aldığı, kadının cinsiyetine özgü vurgulamaların kadınlar tarafından da yapıldığı görülmüştür. Ayrıca kadın yöneticilerin kadınlara daha şiddetli mobbing yaptığı, kadınlar arasındaki mobbingin kişiselleştiği ve dedikodu mekanizması ile mobbingin ivme kazandığı gibi bulgulara ulaşılmıştır. Çalışmamızda bu durum “pembe taciz” olarak kavramsallaştırılmıştır. |
|
DİVAN ŞİİRİNDE TEKNOLOJİK BİR ALET: USTURLAB (DİVAN POETRY TECHNOLOGİCAL DEVİCE: ASTROLABE ) |
Author : İlyas KAYAOKAY |
Abstract | Full Text |
Abstract : Kimi araştırmacılar divan şiirini sosyal yaşamdan bağımsız hayali bir şiir olarak tasavvur etmişlerdir. Oysa dikkatli bir incelemeye tabi tutulduğunda böyle bir hüküm vermenin hatalı olacağı aşikârdır. Divan şiirinde, sosyal hayata ait olan her unsuru görmemiz mümkündür. Bu bağlamda inceleme konusu yaptığımız usturlab, güneşin ve yıldızların konumlarıyla ve zamanla ilgili problemlerin çözümünde kullanılan astronomik bir alettir. Astronomi problemlerinin çözümü için gerekli olan matematiksel hesaplamalarda kullanılır. Bu alet Osmanlı sosyal hayatının düzenlenmesinde etkili bir rol oynamıştır. Bu makalede; usturlab hakkında bilgiler verildikten sonra, 300 şairin divanı taranarak bulunan 45 beyitten hareketle, usturlabın, divan şairine hangi yönlerden ilham kaynağı olduğu ve muhtelif unsurlara nasıl teşbih ve mecaz konusu yapıldığı tasnifler halinde irdelendi. |
|
TÜRK AYDINLANMASI’NIN KENT VE KENTLEŞMEYE BAKIŞI |
Author : Şafak KAYPAK |
Abstract | Full Text |
Abstract :Bu çalışma, yeni kurulan Cumhuriyet yönetimi ile Atatürk’ün önderliğinde başlayan Türk aydınlanmasının kent ve kentleşmeye bakışını incelemeyi amaçlamaktadır. Akılcılık ve bilim konusundaki gelişmeler aydınlanma çağı olarak bilinen yeni bir dönemin başlamasına neden olmuştur. Toplumsal ve kültürel devrimleri içinde barındıran aydınlanma hareketinin öncelikli uygulama alanı kentlerdir. Türk aydınlanması da aynı bakış açısına sahiptir. Anadolu’nun gelişmesi ve aydınlanması için kent ve kentleşme en uygun zemin olarak görülmüştür. Kentleşme, kentlerin sayısının, nüfusunun ve sosyo-ekonomik büyümesinin artması ve kente özgü davranış kalıplarının geliştirilmesini anlatır. Modern Türk devletinin hedeflediği kentleşme politikasına göre, kentler kurulacak, her türlü sosyal hareket hızlandırılacak ve çağdaşlaşma hedefi yakalanacaktır. Modern yapıların ve kentlerin, halkı çağdaşlaştıracağı varsayılmıştır. Bu bağlamda, aydınlanma ve kentleşme irdelemesi yapılarak, hızlı kentleşme ve göç olgularıyla birlikte, çağdaş kentleşmenin kesintiye uğraması ve aydınlanma ilkelerinden sapma değerlendirilecektir. |
|
ÇARPIKLIĞA, SUÇA, VEYA SOSYAL KONTROLE YÖNELİK GENEL TEORİLERİN İNCELENMESİ: DONALD BLACK’İN TERÖRİZME BAKIŞI |
Author : Sebahattin ZİYANAK |
Abstract | Full Text |
Abstract : The explanation of deviance has always been problematic. Numerous theories of deviance and crime have endeavored to articulate general theories of deviance, crime or social control. As with other normative theories, all accounts of social learning theory probe the question of "Why do they do it?”. In other words, "Why don't we do it?" In this paper, the efforts of examining deviance/ criminology theories are evaluated with regards to developing a general theory of deviance (and/or social control). Some theories, such as the differential association, low self-control, and Black’s theory of social control have provided some valid generalizable statements about deviance. Drawing on their proposed ideas, perspectives, and postulates, this paper assesses and compares the theories of differential association, low self-control, and Black’s theory of social control for explaining deviance. Further, the success of these efforts is detailed, and Donald Black’s view on violence and terrorism as applied to the case of Turkey and beyond is addressed. |
|
KUSEYR PLATOSUNUN JEMORFOLOJİK ÖZELLİKLERİ |
Author : Emre ÖZŞAHİN |
Abstract | Full Text |
Abstract : Bu çalışmanın amacı, Kuseyr Platosunun jeomorfolojik özelliklerinin ele alınarak, jeomorfolojisinin ana çizgileri ortaya konulması çalışılması amaçlanmıştır. Bu amaç kapsamında ilgili literatür detaylı bir şekilde taranmış ve elde edilen bulgular çeşitli analizler ve arazi çalışmaları ile doğrulanmıştır. Çalışma haritalarının oluşturulduğu ve harita analizlerinin gerçekleştirildiği kısımda, CBS tekniklerinden yararlanılmıştır. Çalışma sonunda, birbirinden farklı çok çeşitli yerşekilleri ile polisiklik (çok devreli) özellikler gösteren ve bu bakımdan değişik morfolojik gelişim ile farklı etmen ve süreçlerin eseri olan araştırma sahasında uzun ve kesintili bir süreç yaşamış topografyaya sahip olduğu anlaşılmıştır. Mesozoyik’te ilk litolojik istifin birikmesi ile başlayan zaman olgusu, çeşitli yaş ve dönemleri temsil eden aşınım yüzeylerinin oluşmasıyla devam etmiştir. Bu oluşum esnasında daha farklı yerşekilleri de gelişim göstermiştir. Böylece, araştırma sahası güncel jeomorfolojik şekline kavuşmuştur. Günümüzdeki jeomorfolojinin şekillenmesi tektonik ve östatik hareketler ile iklim ve iklimde meydana gelen değişmeler olarak iki ayrı mekanizmanın denetiminde gerçekleşmiştir. Ayrıca bu jeomorfolojik döngü günümüzde hâlâ devam etmektedir. |
|
PROBLEM MÜZİK KAVRAMI VE BİR PROBLEM MÜZİK TÜRÜ OLARAK ARABESK |
Author : Onur ŞENEL |
Abstract | Full Text |
Abstract : Problem müzik, dinleyicilerini zararlı ya da istenmeyen davranışlara yönlendirdiği düşünülen müzik türleri için kullanılan bir terimdir. Bugün bu terimin en çok heavy metal ve rap türleri ile ilişkilendirildiği görülür. Ancak Türkiye’ye özgü bir tür olan arabesk müzik de her açıdan bir problem müzik türü olarak algılanmaktadır. Problem müzik ile ilgili bazı iddialar müziğin tek başına bellirli istenmeyen davranışlara sebep olabileceği ve bu yüzden toplumsal düzenin ve sağlığın korunması için bu tür müziklere karşı önlem alınması istemi çerçevesindedir. Bununla birlikte problem müzik türleri ile ilişkilendirilen davranışların bu kişilerde önceden de varolduğu ve düşünülenin tersine müziğin kişinin yaşam tarzını değil, yaşam tarzının müzik seçimini etkilediği de öne sürülür. Problem müzik türleri ile ilgili araştırmalarda ise bu türlerin dinleyenleri için önemli işlevleri olduğu, dışavurum ve sosyal kimlik ihtiyacı açısından önem taşıdığı ifade edilmektedir. Bu bağlamda bu makalede problem müzik kavramı ele alınarak arabesk müzik bu çerçevede tanımlanacak ve bazı araştırma sonuçları sunulacaktır. |
|
ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNİN KARAR VERMEDE ÖZ-SAYGI DÜZEYLERİ İLE KARAR VERME STİLLERİ ARASINDAKİ İLİŞKİNİN BAZI DEĞİŞKENLERE GÖRE İNCELENMESİ |
Author : Kasım TATLILIOĞLU |
Abstract | Full Text |
Abstract : Bu araştırmada, üniversite öğrencilerinin karar vermede öz-saygı düzeyleri ile karar verme stilleri alt boyutları arasındaki ilişki, “cinsiyet, sınıf, üniversiteye giriş puan türü, yaşamlarının çoğunu geçirdikleri yer, aile geliri, aile yapısı ve anne-baba tutumu” değişkenlerine göre incelenmiştir. Araştırma sonucunun bulgularına göre; Cinsiyet değişkeni açısından üniversite öğrencilerinin karar vermede öz-saygı, karar verme stillerinden dikkatli ve erteleyici alt boyutlarında anlamlı düzeyde bir farklılaştığı (p>.05), kaçıngan ve panik karar verme stillerinde ise cinsiyet değişkeni açısından anlamlı düzeyde farklılaştığı (p<.05); Sınıf değişkeni açısından üniversite öğrencilerinin karar vermede öz-saygı ve karar verme stillerinden dikkatli karar verme alt boyutu anlamlı düzeyde farklılaşmadığı, karar verme stillerinden kaçıngan, erteleyici ve panik karar verme alt boyutları sınıf değişkenine göre anlamlı düzeyde farklılaştığı; Üniversiteye giriş puan türü değişkeni açısından karar vermede öz saygı, kaçıngan ve panik karar verme stili anlamlı düzeyde farklılaştığı (F=4.103, F=7.610, F=2.889 ); eşit ağırlıklı puan türü ile üniversitede bir programa yerleşen öğrencilerin karar vermede öz-saygı puan ortalamaları sözel puan türü ile üniversiteye giren öğrencilerden anlamlı düzeyde yüksek olduğu; Üniversite öğrencilerinin yaşamlarının çoğunu geçirdikleri yer değişkeni açısından karar vermede öz-saygı ve panik karar verme stili anlamlı düzeyde farklılaştığı (F=11.298, F=4.777); Aile geliri değişkeni açısından üniversite öğrencilerinin karar vermede öz saygı puan ortalamasının anlamlı düzeyde farklılaştığı (F=5.185); Üniversite öğrencilerinin karar vermede öz saygı ve karar verme stilleri puan ortalamaları aile yapısı değişkenine göre anlamlı düzeyde farklılaşmadığı ve son olarak da üniversite öğrencilerinin anne-baba tutumları değişkenine göre karar vermede öz saygı, karar verme stillerinden kaçıngan, erteleyici ve panik karar verme stili puan ortalamaları arasından anlamlı düzeyde bir farklılaşma olduğu görülmüştür. Sayısal verilerin değerlendirilmesinde istatistik tekniklerinden t testi, varyans analizi ve Tukey testi kullanılmıştır. |
|
Bireyleri Bisiklet Kullanmaya Motive Eden Faktörler Ölçeğinin Geliştirilmesi ve Türk Popülasyonu İçin Güvenirlilik Geçerlilik Çalışması (Developing The Motivational Factors Scale of Cycling and The Validity and Reliability For Turkish Population ) |
Author : Faik ARDAHAN - Mehmet MERT |
Abstract | Full Text |
Abstract : Amaç: Bu çalışmanın amacı, “Bireyleri Bisiklet Kullanmaya Motive Eden Faktörler Ölçeği’ni (BMÖ)” geliştirmek ve ölçeğin Türk popülasyonu için geçerlilik güvenirliliğini yapmaktır. Gereç ve Yöntem: Araştırma tanımlayıcı bir araştırmadır ve yarışmacı amaçlı bisiklet kullanıcılarının dışındaki ulaşım ve rekreatif amaçlı bisiklet kullananlarla sınırlıdır. Türkiye’de ulaşım ve rekreatif amaçlı bisiklet kullanıcılarının sayıları kesin olarak belirlenememektedir. Bu çalışmada tesadüfî örneklem metodu kullanılmıştır ve örneklem grubu 682 bisiklet kullanıcısından ( yaş=30.75 ± 10.72) oluşmaktadır. Bu çalışmada veri toplama aracı olarak elektronik anket formu kullanılmıştır. E-form sosyal medya üzerinden Türkiye’nin her ilinde sosyal medya üzerinden örgütlenmiş bisiklet kullanıcı gruplarına ve Türkiye Bisiklet Derneği’nin tüm şubelerine ve üyelerine gönderilmiştir. Cevaplanan ve veriler arasında tutarlılığı olan anketlerin hepsi değerlendirmeye alınmıştır. 1 Kasım 2012- 31 Mart 2013 tarihleri arasındaki geri dönüşler işleme alınmış daha sonraki geri dönüşler alınmamıştır. Açıklayıcı faktör analizi (AFA) kullanarak BMÖ ölçeğinin alt boyutları ortaya konulmuş ve toplam 71 madde ve 12 faktörden oluşan ölçek elde edilmiştir. KMO ve Bartlett küresellik testlerinin sonuçlarına bakılarak AFA’nın uygulanabilirliliğine bakılmıştır. Faktör analizi sonucunda yapı geçerliliğini test etmek için madde-toplam istatistik analizi uygulanmıştır. Ölçeğin iç tutarlılığını değerlendirmek için AFA sonucu oluşan alt boyutların Cronbach's Alpha katsayılarına, elde edilen her iki ölçeğin faktörleri arasındaki ilişkiye bakmak için test Pearson Corelation Testi kullanılmış ve sonuçlar 0.01 ve 0.05 anlamlılık düzeyinde sorgulanmıştır. Çalışmada Varimax döndürme yöntemi kullanılmıştır. Bulgular ve Sonuç: Araştırma sonucuna göre, BMÖ ölçeğinin Cronbach’s Alpha katsayısı 0.969 ve ölçeğin açıkladığı varyans %68.152 olarak bulunmuştur. BMÖ’nün bireyi bisiklet kullanmaya motive eden faktörlerin açıklanmasında Türk popülasyonu için yeterli oldukları sonucuna varılmıştır. |
|
BİR MODERN ZAMANLAR SİLAHI OLARAK MEDYA: KADDAFİ’NİN LİNCİNİN SATIR ARASINI OKUMAK, ESAD’I ANLAMAK |
Author : Nurdan AKINER |
Abstract | Full Text |
Abstract :Medya şiddet dâhil her türlü içeriği kendi ideolojik yapısına göre ve amaçları doğrultusunda şekillendirip, keyif veren eğlencelik malzemeye dönüştürerek kitlelere iletmektedir. Şiddeti uygulayanların yanında, bunu seyreden izler kitlenin de zamanla şiddetten zevk aldığı, şiddetin doğal ve keyifli olduğuna inandığı gözlemlenmektedir. Bu araştırmada, Libya’nın 42 yıllık resmi lideri Kaddafi’nin, medyada yer alan linç edilme görüntülerinin ve sürecin izler kitle tarafından nasıl algılandığı incelenmiştir. Kaddafi’nin linç görüntülerinin metin alt okuması yapıldığında diğer diktatörlere bir gözdağı mı, herkesin gerekli dersi almasını gerektiren ibretlik bir durum mu ya da medya aracılığıyla gerçekleştirilen modern engizisyonun bir türevi mi olduğu tartışılmıştır. Araştırmada medyada yer bulan Kaddafi’nin linç görüntülerinin, anlam yaratma sirkülasyonu sürecine odaklanılmış ve izleyicilerin algılamalarına etkisi ölçülmüştür. Araştırmada nicel ve nitel araştırma yöntemleri beraberce kullanılmıştır. Araştırma sonunda öğrencilerin, Kaddafi’nin lincini ahlaki değerlerden yoksun bir davranış ve seyirlik şiddet olarak algıladıkları görülmüştür. Sonuçlar araştırmaya katılanların algılarının ve araştırma bulgularının, kendi içinde anlamlı ve tutarlı olduğunu; bu durumun medyanın şiddeti, ahlaki ve insani değerleri bir kenara bırakarak seyirlik hale getirdiği yönündeki kuramsal yaklaşımla da uyumlu olduğunu göstermektedir. |
|
DİVAN ŞİİRİNDE PAPAĞAN |
Author : Zülfi GÜLER |
Abstract | Full Text |
Abstract : Papağan, insan sesini ve bazı sözlerini taklit etme yeteneği olan bir kuştur. Bu yeteneğiyle bütün dünya edebiyatlarında yer edinmiştir. Divan edebiyatında birçok değişik hatta zıt anlamların sembolü olarak kullanılan bir kuştur. Papağan Fars kültürüne oradan da Türk kültür ve edebiyatına Hindistan’dan ve Hint masallarından gelmiştir. Bu yüzden yaşadığı bu ülkenin adıyla birlikte anılır. Güzel konuşan kişilere benzetmelik olduğu gibi, düşünmeden ve anlamını bilmeden söz söyleyen geveze kişilerin de papağana benzetildiği görülür. Konuşmanın ayna vasıtasıyla öğretildiği ve tatlıyı çok sevdiği için ayna ve şeker sözcükleriyle sık anılır. Rengârenk, süslü bir kuş olması bakımından, insanı dünya nimetlerine çeken güzelliklerin ve nefsin sembolü olarak tasavvufi şiirde kullanıldığı görülür. Renginde daha çok yeşilin hakim olması nedeniyle Hızır de ile ilgilendirilmiştir. Papağan aşk ve âşık için de sembol olur. Aşkın papağana benzetilmesi, hem âşığa aşkı öğretmesi hem de şairi aşk ile konuşturmasındandır. |
|
MANAS DESTANI’NDA İSLAMÎ UNSURLAR (ISLAMIC ELEMENTS IN THE EPIC OF MANAS ) |
Author : Mehmet Emin BARS |
Abstract | Full Text |
Abstract : Manas Destanı, Kırgız Türklerinin büyük bir kahramanlık hikâyesi şeklinde bugüne kadar gelmiş önemli bir destanıdır. Destan XI-XII. asırlarda Türkistan’da Yedisu çevresinde doğmaya başlamıştır. Aynı asırlarda İslamiyetin Türk topluluğunda uyandırdığı büyük heyecanla kısa zamanda büyük bir destan haline gelmiştir. Manas Destanı, Kırgız bölgesinde yaşamış Manas Han adlı bir bahadırın başından geçmiş olayları anlatır. Destan Türk kavimleri içinde toplanmış en büyük hacimli destandır. Kırgızlar arasında yaşayan eski Türk geleneklerini, Kırgızlara ait ahlâk ve âdetleri, aile hayatını, dünya görüşünü destanda görmek mümkündür. Eski zamanda tespit edilip sözlü olarak halkın hafızasında olan destanlar, halkla beraber yaşadıkları için halkın her devirdeki fikir, ideal, sevinç ve kederlerini aksettirirler. Manas Destanı da yaşayan bir destan olduğu için, Kırgızların en eski devirlere ait hatıralarını yansıttığı gibi XVIII-XIX. yüzyıllarda İslamiyetin Kırgızlar arasında iyice yerleşmesinin sonucu olarak İslamî öğeleri de içine almıştır. Bu çalışmada Manas Destanı’nda İslamî unsurların varlığı incelenecektir. |
|
İNSAN KAYNAKLARI YÖNETİMİNDE ETİK (ETHICS IN THE HUMAN RESOURCES MANAGEMENT ) |
Author : Nazmiye Ülkü ARI PEKKAN - Mustafa Fedai ÇAVUŞ |
Abstract | Full Text |
Abstract : Örgütsel hedefler doğrultusunda yönetimin temel unsuru olan insan kaynaklarından etkili ve verimli şekilde yararlanılması, işletmelerde son derece önemli bir hal almıştır. Bu noktadan hareketle öne çıkan temel boyutlardan birisi de insan kaynakları yönetimi ile etik ilke ve kuralları arasında güçlü bir bağ kurulmasıyla, günümüz iş yaşamında ihtiyaç duyulan güçlü, dinamik, esnek ve insani yönünden öne çıkan bir örgütsel yapının oluşturulması çabalarıdır. Bu durumun sağlanması, insan kaynaklarının geliştirilmesi, çalışanın motivasyonunun sağlanması ve etik ile ilgili eğitimlerin arttırılması gibi araçlarla mümkün olabilecektir. Bu çalışmada genel olarak insan kaynakları yönetimi, amacı ve önemi ele alındıktan sonra insan kaynakları ile etik arasındaki ilişki kavramsal bir çerçeveden açıklanmaya çalışılmıştır. |
|
CLUSTERİNG YAZMA ÖNCESİ STRATEJİSİNİN ÖĞRENCİLERİN YAZMA BECERİSİNE VE YAZMA TUTUMUNA ETKİSİ (THE EFFECTS OF THE CLUSTERING PRE-WRITING STRATEGY ON TURKISH STUDENTS' WRITING ACHIEVEMENT AND THEIR WRITING ATTITUDES ) |
Author : Sevim İNAL |
Abstract | Full Text |
Abstract : Bu çalışma clustering yazma öncesi stratejisinin Türk öğrencilerin İngilizce anlatısal metin yazma becerilerine ve onların yazmaya yönelik tutumlarına olan etkisini araştırmaktadır. İngilizce okuyan 47 üniversite öğrencisi bu çalışmada yer almıştır. Yarı deneysel araştırma modeli kullanılanılmıştır. Veriler, öğrencilerin yazmaya ve clustering stratejisine yönelik görüşlerini almak üzere hazırlanan açık uçlu sorular, yazmaya yönelik tutum ölçeği ve yazdırılan kompozisyon kağıtlarından elde edilmiştir. Verilen ön ve son test deneme modeliyle toplanmıştır. Analizlerde t-test,ortalama, standart sapma ve factor analizi kullanılmıştır. Bulgular her iki grup arasında deney gurubu lehine farklılıklar ortaya koymuştur. Bu bulgular öğretmenler, öğrenciler, araştırmacılar ve material hazırlayanlara uygulama boyutunda önemli katkılar ortaya koymaktadır. |
|
SINIF ÖĞRETMENİ ADAYLARININ ÖĞRETMENLİK MESLEĞİNE İLİŞKİN MOTİVASYON DÜZEYLERİ |
Author : Ali Rıza ERDEM - Emine GÖZEL |
Abstract | Full Text |
Abstract : Bu araştırmanın amacı, sınıf öğretmeni adaylarının öğretmenlik mesleğine yönelik motivasyon düzeyine ilişkin görüşlerini belirlemek ve bu görüşlerin cinsiyet, sınıf, öğrenim türü ve mezun olduğu lise değişkenlerine göre farklılaşıp farklılaşmadığını ortaya koymaktır. Araştırmanın evrenini Pamukkale Üniversitesi Eğitim Fakültesi 1., 2., 3. ve 4. sınıfta öğrenim gören sınıf öğretmeni adayları oluşturmaktadır. Evrenin tamamına ulaşmak mümkün olmadığından sınıf öğretmeni adayları oranlı küme örnekleme yöntemiyle seçilmiştir. Örnekleme 409 sınıf öğretmeni adayı alınmıştır. Verilerin çözümlenmesinde “SPSS For Windows (Statistical Packages for Social Sciences)” paket programı kullanılmıştır. Araştırmanın verileri, Acat ve Yenilmez (2004) tarafından oluşturulan “Öğretmen Adaylarının Öğretmenlik Mesleğine İlişkin Motivasyon Düzeyleri” ölçeği uygulanarak elde edilmiştir. Uygulama sonucunda elde edilen Cronbach's Alpha güvenirlik katsayısı r= 0.83 bulunmuştur. Ankette elde edilen nicel verilerin değerlendirilmesinde betimsel ve parametrik istatistik teknikleri kullanılmıştır. Sınıf öğretmeni adaylarının öğretmenlik mesleğine ilişkin motivasyon düzeyi % 62,8 ve =3.89 ile “katılıyorum” şeklindedir. |
|
BİR MELEKSİ’DEN HAYALİ YARATIK’A DÖNÜŞ HİKÂYESİ: KASTRATOLAR (A TALE OF TRANSFORMATİON FROM ANGELİC TO UNEARTHLY BEING: CASTRATOS ) |
Author : Şahin SARUHAN |
Abstract | Full Text |
Abstract : Kastratolar opera şarkıcılığı tarihinde Bel canto olarak bilinen döneme damgasını vuran şarkıcılardır. Bu dönemde şarkıcılık alanındaki baskın rolleri dönemlerinin bestecilerinin vokal yazım pratiğini ve diğer hadım olmayan şarkıcılarının şarkı söyleme stil ve teknikleri üzerinde belirleyici bir etkide bulunmuş, şarkı söyleme estetiğinin çerçevesi kastratolarca çizilmiştir. Kastratoların sahip olduğu popülerlik ve etkililiği sağlayan şeyin ne olduğuna ilişkin literatürde uzun bir süredir ileri sürülen ve vokal potansiyelleri üzerinden yapılan açıklamalara karşı son yıllarda bazı itirazların geldiği görülmektedir. Bu itirazlar, kastratların vokal yeteklerini inkâr etmemekle birlikte, popülerliklerinin temel nedeninin kastratoların bedensel olarak sahip oldukları bazı öznellikler olduğunu iddia etmektedir. Bu çalışmada kastratoların tanımlanma biçimindeki değişimin tarihsel olarak izleri sürülerek, bu değişimin sosyo kültürel nedenlerine değinilmektedir. |
|
OKUL ÖNCESI EĞITIM KURUMLARI YÖNETICILERININ OKUL ÖNCESI ÖĞRETMENI VE ÇOCUK ALGILARININ İNCELENMESI: BIR METAFOR ÖRNEĞI (AN INVESTIGATION INTO THE PERCEPTIONS OF THE MANAGERS OF PRE-SCHOOL EDUCATION INSTITUTIONS RELATED TO THE PRE-SCHOOL TEACHER AND CHIL |
Author : Onur KÖKSAL - Ercan YILMAZ - Büşra ERGİN - K. Büşra KAYNAK |
Abstract | Full Text |
Abstract : Okul öncesi eğitim, yaşamın temeli olan okul öncesi dönemi kapsayan çocukların gelişim özellikleri, bireysel farklılıkları ve yeteneklerini göz önüne alarak şartları elverişsiz çevrelerden ve ailelerden gelen çocuklar için ortak bir ortam yaratan onların Türkçe’yi doğru ve güzel konuşmalarını, ilkokula hazır olmalarını, beden, zihin ve duygu gelişmesini, iyi alışkanlıklar kazanmasını amaçlayan ebeveynler ve eğitimcilerin etkin olduğu bir sistemdir (MEB, 2013a: 10). Okul öncesi dönemin içerisinde yer aldığı erken çocukluk dönemi bir çocuğun hayatında oldukça kritik bir önem arz etmektedir. Çocukların gerek kişilik gelişimi gerekse diğer gelişim alanlarındaki gelişiminin oldukça hızlı olması nedeni ile dış etkilere karşı korunmaya ve doğru bir şekilde desteklenmeye ihtiyaç duyduğu bu dönemde okul öncesi eğitimin önemi gündeme gelmektedir (Shonkoff, 2009: 1). 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu’nda örgün eğitimin kademeleri arasında kabul edilen okul öncesi eğitimin aynı kanunun 19. maddesinde “mecburi ilköğretim çağına gelmemiş çocukların eğitimi” olarak ifade edildiği ve isteğe bağlı olduğunun belirtildiği görülmektedir. 2013 Yılı Türkiye İstatistik Kurumu verilerine bakıldığında 76.481.847 olan Türkiye nüfusunun 8.711.943’ünü yaşları 0 ile 6 arasında olan çocuklar oluşturmaktadır (TÜİK, 2013a). Aynı şekilde TÜİK verilerine göre 2012-2013 Eğitim Öğretim Yılı’nda bu çocukların 1.077.933’ünün toplamda 27.197 okulda görev yapan 62.933 okul öncesi öğretmeni rehberliğinde okul öncesi eğitim aldıkları bilinmektedir (TÜİK, 2013b). Türkiye’de 2012-2013 Eğitim Öğretim Yılı okul öncesinde net okullaşma oranlarına bakıldığında 3-5 yaş için %26.63, 4-5 yaş için %37.36 ve 5 yaş için %55.35 olduğu görülmektedir (MEB, 2013b: 1). Bu oranlar ülkemizde okul öncesi eğitimin henüz yeterince yaygınlaşamadığını gözler önüne sermektedir. Bu oranın bu denli düşük oluşunda halkın okul öncesi eğitim algısının ve okul öncesi eğitimin önemi konusunda yeterince bilgi sahibi olmamasının etkili olduğu düşünülmektedir |
|
KADIN(IN) TOPLUMSAL ALGILAMALARINDAKİ DÖNÜŞÜMÜANBİR |
Author : Figen KANBİR |
Abstract | Full Text |
Abstract : Bu çalışma birçok bakımdan geri plana itilmiş, farklı nedenlerden ötürü görmezden gelinerek; modern (kavrama bakıldığı yön olarak moderniteyi temel alsak da bugünkü toplum yapısının dünya ölçeğinde değişimlerini algılamak adına postmodern) göstergelerden oluşan kadını, anlamaya ve açıklamaya dönük girişimlerin bir sonucu olarak ortaya çıkmıştır. Çalışma İslam'ın orjinal metinlerinde örtünmeyi okuma ve anlamaya amaçlamaktadır. Bu nedenledir ki; çalışma örtünmenin dışarıdan bir dayatma olup olmadığını inceleyecektir. İslam'a yönelik eleştiriler incelendiğinde değişim algısının toplumda kimliğin tanımlamasıyla farklılaştığı görülmektedir. Türbana yönelik tartışmalar Türkiye Cumhuriyeti içersinde-kuruluşundan bugüne- laiklik temel alınarak bir mesafe yaratımında işlerlik kazanmaktadır. Bu kavram 1980'lerden itibaren üniversitelerde başörtüsü yasağı ve çevresinde dönen medenilik/modernlik/Batılılaşma kavramlarıyla anlaşılabilir. Bu bakımdan güncelliğini koruduğu gibi farklılaşan söylemleriyle örtünme/türban hâlâ bizimle aynı dünyayı paylaşıyor. |
|
İLKOKUL DÜZEYİNDEKİ FARKLI DERS KİTAPLARINDA BARIŞ VE SAVAŞ KAVRAMLARINA YER VERİLİŞ DÜZEYİNİN KARŞILAŞTIRMALI OLARAK İNCELENMESİ |
Author : Ali DOĞAN - Mehmet KILINÇ |
Abstract | Full Text |
Abstract : Barış ve savaş kavramları, insanlığın varoluşundan bu yana insanların hayatında hep var olagelmiştir. Türk Dil Kurumu ‘barış’ı, uyum, karşılıklı anlayış ve hoşgörü ile oluşturulan ortam, şeklinde tanımlarken, “savaşı” da uğraşma, kavga, mücadele olarak tanımlamıştır. Savaş ülkeler, milletler hatta küçük topluluklar arasında çok sık ve yaygın bir şekilde gerçekleşirken, barış ortamını hazırlamak ve sürdürülebilir kılmak bu kadar kolay olmamaktadır. İnsanın doğasında var olan bu durumu, en aza indirmenin yolu da barış değerini yeni kuşaklara kazandırmaktır. Eğitimde kalıcı değerler kazandırmak erken yaşlarda başlanmalı ve süreklilik arz etmelidir. Bu eğitimin verilmesinde ilkokul en büyük temeli oluşturmaktadır. Bu çalışmada, ilkokul 2. ve 3. Sınıflarda okutulan Türkçe ve Hayat Bilgisi 4. Sınıflarda okutulan Türkçe, Sosyal Bilgiler ve Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi ders kitaplarındaki yazınsal metinlerde barış ve barışla ilgili değerlere ne düzeyde yer verildiğini ortaya koyarak karşılaştırmak amacını güden bu çalışma tarama türü niteliksel bir çalışmadır. Anılan ders kitaplarının incelenmesi sonucunda barış ve barışla ilgili değerlere farklı boyut ve yaklaşımla yer verildiği görülmüştür. |
|
TURİZMDE MODERN YÖNETİM UYGULAMALARI (MODERN MANAGEMENT PRACTICES IN TOURISM ) |
Author : Ergün KARA - Fedai ÇAVUŞ |
Abstract | Full Text |
Abstract : Turizm, turistik faaliyete konu olan tarihi-doğal-kültürel değerler ile çeşitli mal ve hizmetlerin, turistlere sunulmak üzere bir turistik ürün haline getirilmesi ve bunların turistlerce tüketilmesi arasındaki süreçte yer alan eylemler bütünüdür. Bu eylemlerin ekonomik ve sosyal yararlar sağlayabilmesi için anılan sürecin çeşitli aktörlerce yönetilmesi gerekmektedir. Bir diğer ifade ile turistik faaliyetin ve ürünün oluşması için gerekli eylemleri gerçekleştirmek amacıyla turizm sektörünü düzenlemek, planlamak, geliştirmek, denetlemek ve örgütlemek gerekmektedir. Modern anlamda turizm yönetimi, dünyada pek çok farklı şekilde gerçekleşmektedir. Bu noktada, gerekli faaliyetleri yerine getirilmesinde uygulanacak modern yönetim felsefeleri ile uygulamada hangi aktör ya da aktörlerin rol oynayacağı sorusu karşımıza çıkmaktadır. Modern turizm yönetiminde yer alan başlıca aktörleri; devlet, turizm sivil toplum örgütleri ve özel sektör kuruluşları olarak tanımlayabiliriz. Turizmde modern yönetim tekniklerinin uygulanmasında bu üç aktör arasındaki rol paylaşımı, büyük önem arz etmektedir. |
|
SEVİNÇ ÇOKUM İLE SÖYLEŞİ (INTERVİEW WİTH SEVİNÇ ÇOKUM ) |
Author : Necla DAĞ |
Abstract | Full Text |
|
|
IST ES MÖGLICH GROßEPIK IN DAF ZU BEHANDELN: ZUSAMMENGEFASSTE UND ILLUSTRIERTE AUSGABE DER ROMANE „IM KREBSGANG“ UND „SERENAD“ |
Author : Munise YILDIRIM |
Abstract | Full Text |
Abstract : Yazın derslerinin genel sorunlarından biri öğrenenlerin ilgilerinin az olması ya da yazın metnini anlamamaktan korkmalarıdır. Bu nedenle uzun anlatı türlerinden birini yazın dersinde işlemek daha da güçleşmektedir. Üstelik işlenecek olan yazın dersi bir de yabancı dilde yapılıyorsa öğrenenlerin ilgisini uyandırmak daha da zordur. Bu makalede uzun anlatı türlerinin yabancı dil olarak Almanca derslerinde sıkılmadan eğlenilerek nasıl işlenebileceği gösterilmeye çalışılmış ve öğrenenlerle, uzun anlatı türünü bağımsız ve anlayarak yapabilecekleri değişik eylemsel ve üretimsel alıştırmalar yapılmıştır. Uzun anlatı türlerine uygun değişik alıştırma tipleri bulunmasına rağmen, seminerde öğrenenlerle Günter Grass’ın „Yengeç Yürüyüşü“ ve Zülfü Livaneli’nin „Serenad“ adlı romanları için şu alıştırmalar seçilmiştir: Eşkâl mektubu oluşturma, romanlardaki belirli sayfa aralıklarının öğrenenler arasında bölüştürülerek yabancı dilde özetlenmesi ve bu sayfa aralıklarının resimlendirilmesi, kitap kapağı ve arka kapak oluşturmadır. Çalışmanın sonunda öğrenenlerin yabancı dilde kendilerinin oluşturdukları bir kitap ortaya çıkmıştır. |
|